ANLIK ZEVKİ ERTELEMEK, UZUN VADELİ MUTLULUĞU HEDEFLEMEK

ANLIK ZEVKİ ERTELEMEK, UZUN VADELİ MUTLULUĞU HEDEFLEMEK

Bugün Anne Babalardan sıklıkla gelen "Çocuğum neden istediklerimi değil de, hoşuna gideni yapıyor, neden geleceğini hiç önemsemiyor?" sorusuna cevap arayacağız.

Yararlı olması dileğiyle.

11.09.2023 170

 

 

ANLIK ZEVKİ ERTELEMEK, UZUN VADELİ MUTLULUĞU HEDEFLEMEK

Çocuklardan planlı, hedefli, amaçlı çalışmalarını, geleceklerine bilinçli yatırımlar yapmalarını bekliyoruz.

Bunun için ciddi ciddi çalışmalar yapıyoruz, programlar hazırlıyoruz ve buna sıkı sıkıya bağlı kalmalarını talep ediyoruz.

Bunu ebeveynleri olarak istiyoruz, öğretmenleri olarak istiyoruz…

Kısacası istiyor ve istiyoruz.

Onlar ne yapıyor?

Gösterişli planları, tabloları filan boşlayıp müzik dinliyor, internette sörf yapıyor, sosyal medyada ya da adını bile telaffuz edemediğimiz oyunlarda geçiriyorlar vakitlerini.

Buna çok kızıyoruz.

“Neden bu kadar bilinçsizler bunlar hocam?” deyip birbirimize soruyoruz.

Çocuklar bilinçsiz değil mi?

  • İlkokul birinci sınıftaki çocuğun sekiz sene sonra gideceği lise için hazırlık yapmasını bekliyoruz.
  • Liseye giriş sınavına hazırlanmaya ancak sekizde başlamasına deli oluyoruz.
  • Dokuzuncu sınıftaki çocuğumuzun 12. Sınıfta gireceği üniversite sınavını 4 sene öncesinden ciddiye almasını ve hazırlanmasını bekliyoruz değil mi?
  • Başarının “anlık zevkleri ertelemekten geçtiğini büyük bir ciddiyetle söyleyip duruyoruz gençlerimize.
  • “Boş ver anlık keyifleri, mühim olan asıl konulara yoğunlaş” diyoruz.
  • Peki ya biz yetişkinler, ebeveynler, öğretmenler, biz böyle yapabiliyor, çocuklarımıza örnek bir hayat yaşayabiliyor muyuz?

ÇOCUKLAR NEYİ ÖĞRENİR?

Çocuklar, boş nasihatten çok, gördükleri davranışla öğrenirler.

Çocuğumuza bu konuda hangi tutarlı davranışımızla örnek olabildik?

“Dediğimi yap, yaptığımı yapma” mantığıyla çocuk yetiştiren bir topluluğuz.

En doğru, en rafine tavsiyeleri çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, etrafımıza (kısaca kendimiz hariç herkese) bol bol dağıtırken, hepimiz adeta bir tür “hayat gurusu” edasıyla hikmetler yağdırırken, kendimiz bunların hangisini yapıyoruz?

  • Her davranışımızı “doğru”, “adil” veya “dürüstçe” olduğu için mi, o an “işimize öyle geldiği” için mi yapıyoruz?
  • Yakındaki (işimize gelen) riyakâr ve çıkarcı davranışı mı seçiyoruz, yoksa biraz daha uzaktaki (bir tek bizim için değil herkes için) adil ve dürüst sonuçlar verecek davranışı mı seçiyoruz?

Hiçbir ebeveyn çocuğuna “yalan söyle”, “riyakâr ol”, “güçlü olana yaranmak için gerekirse adil olanı aklından bile geçirme” diye nasihat vermez. Peki çocuğumuz bizim davranışlarımızdan hangi davranış kalıbını gözlemler ve modeller?

TEK SORULUK BİR ANKET:

Dünyamızın bir yerlerinde insanlara tek soruluk bir anket yapıyorlar. Soru şu;

“Size her ay 1000 dolar mı verelim, yoksa her ay 1000 dolar kazanacağınız bir iş mi verelim?”

Sonuç çok ilginç. Ankete verilen cevapların yüzde seksenden fazlası “iş” seçeneğini tercih etmişler. Bu insanlar çıkarlarına uygun olsa bile dilenci konumuna düşmektense çalışıp hak ederek aynı parayı kazanmış olmayı tercih etmişler.

BAŞKA BİR ÖRNEK DAHA:

Dünyanın bir başka ülkesinde ise hükümet “bu yıl hesaplarımızın üzerinde bir gelir elde ettik, bütçemiz fazla verdi, bu yüzden bu fazla parayı vatandaşlarımızın bütçesini biraz daha geliştirmek amacıyla dağıtmaya karar verdik, her vatandaşımıza 350 euro vereceğiz” diye garip bir açıklama yapmış. Üstelik bu sözün ardından fazla bütçeyi vatandaşlarının hesaplarına aktarıvermiş.

Sonuç çok daha ilginç. Vatandaşların ciddi bir yüzdesi “bu para hak etmeden gelen bir paradır, kabul edemem” diyerek havadan gelen bu parayı iade etmiş.

Çocuklarımıza bırakacağımız asıl miras bizden öğrendiklerine göre şekillenen kişilikleri olacaktır. Peki biz onları nasıl şekillendiriyoruz?

Çocuğumuz bizi nasıl görüyor?

  • Kendi aleyhine bile olsa hakkı ve haklıyı savunan bir anne- baba mı,?
  • Yoksa haksız da olsa, adil olmasa da yanlış da olsa işine gelen, çıkarına uyan seçenekleri tercih eden, esen rüzgâra göre eğilen bükülen söğüt dalları gibi bir şahsiyet mi?

Davranışlar doğuştan gelmez, başıboş oluşmaz, modellerle öğrenilir.

Evladımıza ne şekilde etki ettiğimiz bizim seçimimizdir.

Bu etkiyi tesadüfe bırakarak “ama ben her zaman iyi nasihatler verdim” diyerek işin içinden çıkamayız.

Bilinçli olmak biz ebeveynlerin, çocuklarımıza borcumuzdur.

Sevgilerle.

 

Soner Hakkı AKIN

Psikolojik Danışman

Eylül 2023